Kedi sesi dünyada farklı değil, ama diller tüm dünyada farklı işliyor. Türkçede kedi sesinden bahsetmek için miyav deriz.
İngilizler meow, Japonlar nyan, Letonlar nau.. Peki, neden?
Bir sebebi olmalı!

Ses yansımalı sözcükler, Jean-Jacques Rousseau ve birkaç başka düşünür tarafından onyıllarca, insan dilini başlatan eylem olarak görüldü. Bu varsayım her ne kadar geride bırakılmış olsa da, ses yansımalı sözcüklerin günümüzdeki alanı çok daha sevimli.

Bu eyleme onomatopoeia ismi veriliyor.

Hayvanların çıkardığı sesi, dilimizin gramer/sesletim/hece kapasitesi içerisinde isimlendirdiğimiz için, bu eylemlere verilen isim her dilde farklılaşıyor.
Horoz ötüşlerini ele alalım.

Unutmamalıyız ki bu tanımlamalar, dillerin konuşulduğu ülkelerdeki hayvan çeşitliliğiyle sınırlıdır. Kültürümüzde hipopotamın veya filin bir yeri olmadığı için bu hayvanların çıkardığı seslerin Türkçe karşılıkları yok.

Bu sebeptendir ki:
Bir hipopotamın çıkardığı sesi Türkçeleştirmek, tamamen hayal gücünüze kalmış!