Acaba şimdiye kadar hiç şiir falına baktınız mı?
Birçoğumuz kâğıt, kahve, tarot, yıldız vb. fallardan haberdardır elbette. İnansak da inanmasak da aramızda sürekli kahve falına baktıranlar eminim ki hiç az değildir.
Peki, İranlıların yüzyıllardır Hafız Şirazi’nin şiirleriyle fal tuttuğunu biliyor muydunuz?
Evet, yanlış duymadınız.
Aslında Firdevsi, Mevlana, Sadi, Hafız, Ömer Hayyam, Nizami ve ismini sayamadığım ve her biri başlı başına Fars şiirinde ve dünya şiirinde birer zirve olan büyük şairler çıkarmış bir toplumda başka türlü bir davranış beklemek şaşırtıcı olurdu zaten.
Hafız Şirazi, yazdığı sembolik, tasavvufi, birçok manaya gelebilecek şiirleriyle İran toplumunu o kadar derinden etkilemiştir ki İranlılar yüzyıllardır şiirleriyle fal bakmayı bir gelenek haline getirmiş. Çünkü Hafız’ın “Gayb Alemi” ile ilgili sözler söylediğine ve şiirlerinde gizli gerçekleri anlattığına inanmışlar. Bu nedenle olsa gerek O’na “Gaybın Dili” lakabı verilmiş.
Hafız, şiirleriyle sadece İran toplumunu derinden etkilemekle kalmamış, Batı dünyasını da kendine hayran bırakmıştır. Öyle ki Büyük Alman şairi Goethe, Hafız’ın şiirinden esinle Batı Doğu Divanı adlı eseri kaleme almıştır.
Amerika Edebiyatı’nda önemli bir yazar olan Jack London için, kitaplarının çok okunmasından ötürü “Ķitabı mutfağa sokan yazar” yakıştırması yapılır. Sanırım Hafız için de “Şiiri eve sokan şair” yakıştırması yapılsa yanlış olmaz.
Çünkü nerdeyse her İranlının evinde bir Hafız divani bulunur. Özellikle özel günlerde bir araya geldiklerinde aralarında en yaşlı olanlardan biri, bir dilek tutar sonra Hafız divanından rastgele bir sayfa açarak içindeki şiir okur.
Son olarak yazımızı Hafız’ın bir dörtlüğüyle bitirelim ve sizler de içinizden bir dilek tutmayı unutmayın…
Gel çiçek saçalım.
Kadehlere şarap dolduralım.
Feleğin çatısını kıralım.
Ve yeni bir düzen kuralım…
